Outcast
(Yabancı)
Evil runs in the blood
Film havası itibariyle, afişlerinden birinde belirtildiği gibi, Låt den rätte komma in (Let the Right One In, 2008, y. Tomas Alfredson) filmini fazlasıyla anımsatıyor. Filmin en başarılı olduğu noktalardan biri bu sanırım. Aynı benzeri gibi, Outcast, filmin çekildiği coğrafyayı kendi lehine kullanmayı çok iyi beceriyor. İskoç varoşlarının o tekinsiz havasını hikayeye de yedirerek izleyene aktarma konusunda alkışı hakediyor. Bunun dışında konusuna baktığımızda, “oğlu ile beraber kendilerini kovalayanlardan kaçan anne” figürünün başrolde olduğu bir konu insanın aklına ister istemez Terminator 2 (1991) filminin hikayesini getiriyor. Oğlu John Connor için kendini her türlü tehlikeye siper eden, koruma güdüleri doruk noktasında bir anne olan Sarah Connor’ın hikayesi ile Outcast’ın cefakar annesi Mary’nin arasında bir paralellik kurmak mümkün. Tabii ki aynı şekilde Fergal ile John Connor arasındaki benzerliklerden de bahsedilebilir. Kalbimizdeki yerleri apayrı olan bu nadide iki film ile aralarındaki bahsettiğim benzerliklerden ötürü Outcast, izleyenin üzerinde bilinçli ya da bilinçsiz olarak olumlu bir etki uyandırıyor. Ama maalesef film bu olumlu havanın üzerine ekleyebilecekleri konusunda sıkıntı yaşıyor. Örneğin Cathal ve Liam’ın kaçak ana oğulu bulmak için yaptıkları büyüler ile Mary’nin bu büyüleri bozmak adına yaptığı kontra büyüler etkileyici olmaktan uzak, ucuz ve komik numaralar gibi duruyor. Aynı şekilde “yaratık” efekti de çok ucuz. Hatta hikayeye zarar verecek denli ucuz, o kadar söyleyeyim. Gerçi bu bahsettiğim iki konu biraz da mali durumlar ile ilgili ama yaratıcılığın sınırları zorlanarak daha etkili çözümler bulunabilirdi gibi. Bunun dışında karakterler çok fazla iki boyutlu kalmış, zenginleşemeden temsil ettikleri birkaç insani ya da insan dışı olarak adlandırılan sıfatları kendilerine yaftalayarak film boyunca buna uygun dar alanda hareket edip duruyorlar. Son olarak Patronella ve Fergal’ın aşkından da bahsetmezsem çatlarım. Burada da filmin beyin takımı kendilerince bir “ideal aşk” tanımı yapıp, iki gencin bu tanımın içerisinde birbirlerine deliler gibi aşık olduklarına inanmamızı bekliyorlar. Ne yazık ki ortaya çıkan sonuç umduklarının çok uzağında kalıyor. Ucuz efektler ve komik büyü numaraları gibi Öteki Sinemaseverlerin aşina oldukları konuları gözardı edersek (ki ben rahatlıkla gözardı ettim), iki boyutlu karakterler ve inandırıcılıktan uzak aşk meselesini bir tarafa bırakırsak, seyir zevki açısından çok sorun yaratmayan bir film kalıyor elimizde. Hatta Outcast, rahatlıkla herkese tavsiye edebileceğim bir film. Yönetmen McCarthy, hedefi onikiden vurmaya çok yaklaşmış, ama malum sebeplerden dolayı ıskalamış gibi duruyor. Jetfilmizle.Bİz Sunar İyi Seyirler. dizifrag.co iyi seyirler diler.
Yorumlar
0